Sokak Hayvanları – Kanayan Yara

aç sokak hayvanlari

Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü. Çeşit çeşit etkinlikler, en güzel köpek yarışmaları, bol bol boynu bükük köpekli sosyal medya paylaşımları, vs alıp başını gidecek. Yoksa siz benden de standart bir yazı mı bekliyorsunuz? Üzgünüm böyle klasik bir yazı yazmayacağım. Konumuz aslında dünya hayvanları koruma günü aracılığı ile, hepimizin gözden kaçırdığı sokak hayvanları için farkındalık.

Emre Ertürk ve Havyan Sevgisi

Amerika’da üniversitedeyken, asıl mesleğim ressamlığın yanında tasarım dünyasına girmem lüks evcil hayvan çantalarıyla başladı. Dolayısıyla köpeklerin benim için özel bir yeri var. İster evcil ister sahipsiz sokak hayvanları olsun, yaptığım her işte, attığım her adımda onlara nasıl bir katma değer sağlarım diye düşünürüm. Şimdiye kadar çok sayıda sokak hayvanları sosyal sorumluluk projeleri için hem resimlerim hem de çantalarımla destek verdim, etkinliklerde yer aldım. Bunlardan bir tanesi de sevgili Ömür Gedik liderliğinde ENY-HAÇİKO organizasyonuydu.

sahipsiz sokak hayvanlari için haciko emre newyork etkinlik haberi

Sokak Hayvanlarının Yaşadıkları Zorluklar

Sokaktaki kedi ve köpekler ülkemizde kimileri için bir baş belası, kimileri içinse birlikte hayatı paylaştığımız can dostlarımız. Ancak sokak hayvanlarının yaşadıkları zorluklar o kadar fazla ki hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor.

Şurada bir parantez açayım. Sakın bana ‘bu kadar aç insan varken neden sokak hayvanları’ demeyin kırıcı olurum ona göre!

Neden? Çünkü öncelik insanda değil. Çünkü her şey ekolojik sistemde yaşam buluyor. Her şeyin insanlar için olması gerektiği yalanının faturasını hep birlikte ödüyoruz. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler biz bir bütünüz. Bütünün parçalarından birini yok saymak, aslında kendimize yaptığımız en büyük kötülük.

Gerçeklerin Farkında mıyız?

Ne acıdır ki, ülkemizde her yıl, sahipsiz sokak hayvanları öldürülsün diyen ve buna alkış tutan garip bir insan grubu var. Bu gruba dolaylı yoldan da destek verenler ne yazık ki, şu yasak ırk dediğimiz cins köpek sahipleri. Çünkü farkında olmadan, sahibi oldukları köpeklerin estirdiği terör yüzünden, toplumda nefret algısı oluşuyor. Tüm köpeklerin, yasak ırk köpekler gibi çok tehlikeli olduğu kanısı yerleşiyor.

Anlayamadığım şey şu: bir insan neden, tehlikeli olduğu kanıtlanmış ‘yasak ırk’ köpek ister? Neden ölümlere sebebiyet verecek bir cinse kafayı takar? Ülkede köpek mi kalmadı? Tehlikeli ırktan bir köpek sahibi olmak statü göstergesi mi nedir? Ne saçma ne vicdansız ve de ne egoist bir davranış! Ben anlamıyorum. Anlayanınız varsa yorumlara yazsın, hep birlikte aydınlanalım.

Bir grup daha var ki, kalemim insan demeye gitmiyor. Hayvanlara eziyet edenler. Kaç kişi biliyorum, arabasının üstüne kedi çıktı diye zehirleyenler, arabasını bile isteye hayvancıkların üstüne sürenler, çarpıp hayvanı oracıkta bırakıp basıp gidenler. Tabii cefaları bunlarla bitmiyor. Bir de burada yazmaya midemin kaldırmadığı bir olay var ki onu yazmayacağım. O en beteri! Siz zaten anladınız beni.

Aşırı titizler de bir başka alem. Kenarda köşedeki su mama kaplarına gıcık olanlar, hayvan yuvalarını bir tekmeyle yerle bir edenler. Bahçe katında oturup, bahçesinde kedi geziyor diye sinir krizi geçirenler. Şöyle bir durup düşünmek lazım. Sen bahçe katı alırken aklın neredeydi? Zavallı bilmiyor ki, o beğenmediği kedi, o çok sevdiği bahçesinden içeri girmeye hazır her türlü fare, akrep ve türevini anında yakalıyor.

Bu arada bir hatırlatma! Hayvanlar oyuncak değil. Yok öyle “minik kızımız bir köpek istedi, hediye alalım” (sonra da canı sıkılınca kapının önüne koyalım!) Çok istiyorsan, git pelüş oyuncak al, ne bileyim tablet al, olmadı başka bir şey al ama sırf küçük prensesin / prensin iki gün mutlu olacak diye, zavallı bir hayvanı mağdur etme! Özellikle pandemi döneminde hepimiz şahit olduk. Yavrucuklar, hastalık dönemi bitince kirli bir mendil gibi sokağa atıldılar.

Sadece Sevgi Karın Doyurmaz!

Gün, Dünya Hayvanları Koruma Günü olunca çeşitli firmalar sponsor olarak sıkça karşımıza çıkıyorlar. Her ne kadar mama fiyatları, bırakın sokaktaki canları doyurmak için, evde beslenenler için de aşırı yüksek ama yapacak bir şey yok. Yine de teşekkür etmeliyiz. Sadece para kazanma odaklı olmayan, aynı zamanda yaşadığı toplumun sorunlarına da destek veren bu firmalar, farkındalığı artırmakta ciddi rol oynuyorlar.

Hayvan sevgisi deyince hepimizin aklına sokaklarda mama veren hayvan severler gelir. Fakat gel gelelim işin bir başka yüzü daha var. Bu hayvan severler kendi aralarında ikiye ayrılıyorlar. Birinci grup, bilinçli, sokaktaki dört ayaklı dostlarımızın çöp bidonu olmadığını bilen gerçekten vicdanlı olanlar. Bir de diğer grup var. Sahipsiz sokak hayvanlarının önüne, evde ne kadar artık, bozuk yemek varsa koyup, kendi vicdanlarına su serpme derdinde olanlar.

Gerçekten sokaklarda, parklarda küflü ekmek, bozulmuş et görmekten gına geldi. Köpekler ve kediler leş yemezler, onların da düzgün mama yemeye ihtiyaçları var. Pardon ama bu bir lüks değil, doğanın dengesi.

sokak hayvanlari nasil beslenmeli

Sokak Hayvanları Nerelerde Beslenmeli?

Burada karşımıza önemli bir kıstas daha çıkıyor. Sahipsiz sokak hayvanları her yerde beslenir mi? Cevap kocaman bir HAYIR! Mesele, otoyol kenarında, arabayı durdurup oradaki hayvanları beslemek ilk bakışta masum gelebilir. Ama kazın ayağı öyle değil! Otoyol kenarında beslenen hayvanlar oraya alışıyorlar, acıktıklarında da kendilerini otobana atıyorlar. Nereden bilsin hayvan orada arabaların vızır vızır olduğunu. Ondan sonra gelsin televizyonda, sosyal medyada, sokak köpeğinin acı dolu ölümü tadında 3. sınıf haberler

Sadece Beslemek Yeterli Mi?

Sahipsiz sokak hayvanlarına mama vermek çok güzel bir davranış. Buraya kadar bir sorun yok ama madalyonun bir başka yüzü daha var. Güzel güzel beslenen sokak hayvanları maalesef inanılmaz bir hızla ürüyorlar.

Düzenli Kısırlaştırma

İster kedi ister köpek olsun, sokaktaki dostlarımızın hayat kalitesini düşüren aşırı popülasyon için derhal önlem alınması gerekiyor. Bu arada lütfen şu “1 kere anne olsun” söylemini bir kenara bırakalım. Tüm veterinerlerin ortak görüşü kedi ve köpeklerin doğum yapmalarının bir gereklilik olmadığı. O yüzden şu saçma merhamet ajitasyonunu aşalım. (Kısırlaştırma konusunda maddi / manevi destek vermeyenler de bir zahmet seslerini çıkarmasınlar)

Unutmayalım, kontrolsüz üreyen sokak hayvanlarının sonu ya ölüm ya da şanslılarsa barınaklar. Gelin görün ki, barınaklar da bir çözüm değil. Hayvanlar kafeste tutuluyor. Maliyetler inanılmaz yüksek. Belediyelerin birçoğunda yeterli ödenek yok ya da gerektiği kadar önem vermiyorlar.

kisirlastirilan sokak hayvanlari

Olay sadece sokaklar için geçerli değil. Bu hayvanları kafeste tutmak da günah. Yine altını çizeyim. Satın almak yerine barınaktan sahiplenmek, evcil hayvan evlat edinmek isteyenler için mükemmel bir çözüm. BARINAKTAN EVCİL HAYVAN SAHİPLENMEK konusunda daha detaylı bilgi için TIKLAYIN.

Sahipsiz hayvanların bakımı, beslenmesi ve kısırlaştırılması kişisel çabalarla üstünden gelinebilecek bir sorun değil. Mahali yönetimlerin desteği kesinlikle gerekli. Tüm ilçe belediyelerinin tedavi ve bakım merkezleri olmalı. Halk, bu desteği vermeyen belediyelerden bunu talep etmeli hatta seçim zamanı dikkate almalı!

Sokak Hayvanları Yardım Bekliyor

Sayıları her geçen gün artan sokak hayvanları makul bir nüfusta tutulabildiğinde, onlarla beraber yaşamamız aslında gerçek bir şans. Dijital dünyada daha tam da farkında olmadığımız ama her geçen gün yalnızlaştığımız, duygularımızdan uzaklaşıp gerçek olmayan bir alemde kaybolduğumuz günümüzde ister evcil olsun ister sokak hayvanları bize unuttuğumuz değerleri, sevgileri hatırlatmıyor mu sizce?

Biz de Emre NewYork markası olarak, 26 Ağustos Dünya Köpek Günü için yaptığımız kampanyamızı sürdürme kararı aldık. 04 Ekim – 04 Kasım 2022 tarihleri arasında EMRE NEWYORK üzerinden satın alacağınız her evcil hayvan köpek çantası için sizin adınıza 2 kg kuru mamayı Sanal Mama aracılığı ile HAÇİKO barınağına bağışlayacağız. Tabii ki adınıza yapılmış olan bağışın belgesini de size göndereceğiz.

Emre NewYork sürdürülebilirlik ve bilinçli moda anlayışımızla, can dostlarımıza desteklerimiz her zaman devam edecek.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sevgiyle mutlulukla kalın.

Emre Ertürk 300 × 300 px 1

Yazıyı Beğendiyseniz, Paylaşmaya Ne Dersiniz?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Emre Ertürk'ün Kaleminden...