Son yıllarda sıkça karşımıza çıkıyor bu iki kelime: yaratıcılık ve inovasyon. Eskiden sadece üretim tesislerinin jargonunda olan inovasyonla, sanat ve moda alanında kullanılmasına alışık olduğumuz yaratıcılık, bugün artık bir bütün oldu. Aslında yaratıcılık, inovasyonun bir parçası ama maalesef inovatif olalım derken, yaratıcılığı es geçmek ve genelde taklit etmek sıkça rastlanan bir durum.
Hatta bu taklitçilik o kadar başını aldı gitti ki buyrun size taze taze bir taklit örneği daha. 1996 yılından bu yana tasarımlarımda kullandığım Emre Ertürk Nazar Boncuğu temalı simge portföyüm 2017-18 koleksiyonumdan. Sağdaki resimdekilerse şu anda (Eylül 2022!) İstanbul’da büyük bir mağazada satılan kopyaları.
Ne demişler:
“Takdir ediliyorsan değil, taklit ediliyorsan başarmışsın demektir.”
Yaratıcılık ve inovasyon gün geçtikçe tüm dünyada değer kazanmaya başladı. Özellikle Z kuşağının bağımsız, özgürlükçü ve marka bağımlısı olmayıp, özgün olanı tercih etmesinin etkileri tüm sektörlerde kendini gösterdi. Böylece çeşitli eğitimlerin verilmesine ihtiyaç doğdu. Sadece moda alanında değil, çeşitli alanlarda yaratıcılık ve inovasyon workshopları, kurumların eğitim programlarına eklendi. Bu bir tesadüfün sonucu değil elbette ki. Yaratıcılık ve inovasyon elele yürümediğinde, ortaya çıkanın her ne olursa olsun sıradanlıktan kurtulamıyor olması ve özgünlüğün her geçen gün daha da önem kazanması esas neden.
Ülkemiz yıllardır dünyanın belli başlı fason üreticilerinden biri ama dünya çapında global marka yaratamıyor. Çok az sayıda markamız, ‘evrensel marka’ özelliğinde. Burada tüm bu markalara yürekten bir alkış diyorum. Aslında Türkiye uluslararası marka yaratmak için gerekli tüm kaynaklara sahip. Eksik olan birbiriyle paralel giden yaratıcılık ve inovasyon.
Vakko Esmod Akademi Eğitimleri
Her şeyin başı eğitim deriz. Doğrudur. Türkiye’nin en köklü markalarından Vakko, Türkiye’de yarının moda endüstrisini yaratacak yeni nesiller yetiştirmek üzere ülkemizde Vakko Esmod Akademi’yi kurdu. Cem Hakko liderliğinde ve Çiğdem Mete ekibiyle hayata geçen Vakko Esmod Akademi moda ve tasarım alanında ülkemizin ilklerinden.
1841’de Paris’te kurulan Esmod (Ecole supérieure des arts et des techniques de la mode) bugün dünyada çeşitli ülkelerde faaliyet gösteriyor. Vakko’nun bu vizyoner girişiminde, ben de yaratıcılık ve inovasyon konusunda Türkiye’de bir ilk olarak, diploma ve sertifika programları çerçevesinde EĞİTİMLER verdim.
İlki ‘Emre Ertürk ile Yaratıcılık, Çanta ve Aksesuar Marka Yaratımı’ programı. Bir diğeriyse, Vakko Esmod’un diploma programlarından Türkiye’de bir ilk olan Yaratıcılık ve İnovasyon.
Bu diploma programı tasarım ve markalaşmaya yeni başlayanlar için harika bir eğitim. Çünkü yaratıcılığımızı yeni bir bilinçle adeta kanat takıp uçuruyoruz. Tabii tüm bunlar, haydi içimizdekileri hemen yapalım deyip çalakalem işe başlamak değil. İnovatif olmak, önce içimize dönüş yapmak, otantikliğimizi uyandırmaktan başlıyor. Şöyleki, ister bir tasarımcının, ister bir sanatçının, başka eserlerden, kişilerden esinlenmesi son derece normal. İnovasyonla yaratıcılığın mükemmel buluşmasıysa, kişinin ilham noktasını, kendi içinden gelen özgünlükle birleştirmesinden geçiyor.
Bir çoğumuzun dolabında, üzerindeki bir detayıyla hafızalarımıza kazınmış birçok kıyafet vardır. Bu kimi zaman bir işleme, kimi zaman bir metal aksesuar hatta bir slogan bile olabilir. Hatta bu detay, o ürünü çok sevmemize, elimizden çıkarmaya gönlümüzün razı olmamasına kadar etkilidir.
İşte bu detaylar özgün tasarımlarla hayat bulur. Özgün tasarımlar içinse içinizdeki DNA’yı yansıtmanız gerekli. Bir başka deyişle, renklerden sembollere kadar uzanan iç serüveninizi, kendi bakış açınızla dışa vurmanızdır. (Bu arada, RENKLERİN SEZONU VAR MI yazım da ilginizi çekebilir)
Yaratıcılık ve İnovasyon Neden Önemli?
Kendimden bir örnek vereyim. 1996 yılında, 20’li yaşlarımda, Orta Asya’dan beri kültürümüzün en gözde parçalarından olan nazar boncuğunu kirpikle yorumlayarak tuvallerime yansıttım. Ardından yine bir Türk kültürü motifi olan at nalları geldi. Çok sevdiğim otantik öğelerimizden yarattığım bu iki konsept, sonraları birçok tasarımcı tarafından taklit edildi ve hala da taklitleri devam ediyor. Öyle ki bir İtalyan markası uzun kirpikli göz motifleriyle süslediği ürünleriyle her yerde karşımıza çıkıyor. (Ülkemizde de pek bir moda oldu!). Oldum olası at nallarının uğur getirdiğine inanırım. At nalı konseptli tasarımlarımı da, kullananlara şans getirsin dileklerimle yaptım. Emre NewYork logomda da bu at nalını kullandım.
Diploma programımda, klasik sınıf derslerinin yanı sıra, yaratıcığın fitilini ateşleyen çeşitli saha çalışmaları da yapıyoruz. Öğrencilerime, favori renklerini; başarı, aşk, para gibi temalarla birleştirerek ilham panolarına çizmelerini istiyorum. Bu panolarla birlikte yaratıcılık ve inovasyon yolculuğumuz başlıyor.
Yaratıcılık ve İnovasyon İçin Tavsiyeler
Bir tasarım öğrencisi, kütüphane, galeri, müze gezmeden yani sanatçı gözünün ufkunu genişletmeden yaratıcı olamaz. Ülkemiz bu anlamda, gerçek bir cennet. Farklı kültürlerden oluşan bu mozaiğin, dünyada eşi benzeri yok desem hiç de abartmış olmam. Araştırma yapmak, özgün olmak sadece tasarımcılık için değil. Hayatın her anında uygulanması gereken bir pratik, bir başka deyişle, hayat stili. Saha çalışmalarımızın birini İstanbul Arkeoloji Müzesinde yaparken, öğrencilerime ‘burada şık bir davet verdiğimi düşünün, siz nasıl bir kıyafet giyerdiniz’ diye bir soru sordum. Aslında amacım, zihinlerinde konsepte uygun nasıl bir tasarım yapacaklarını düşünmeye sevk etmekti.
Yine öğrencilerimle birlikte İstanbul Modern’de yaptığımız kreatif gezi sırasında, inovasyon ve yaratıcılığın çok hoş bir örneğiyle de karşılaştık.
Kadın yüzünün resmedildiği tablo aslında tuval üzerine boya değil. Kumaşlardan tuval üzerine kolaj patchwork tekniğiyle yüz figürü çıkartılmış.
Yoğun tasarım ve sanat çalışmalarımı yanı sıra, büyük bir keyifle sürdürdüğüm Vakko Esmod derslerim hakkında, sevgili öğrencilerimin geri dönüşleri de beni gururlandırmıyor değil.
Umarım, kültürler mozaiği olan güzel ülkemizde, yaratıcılık ve inovasyon el ele verir ve genç neslin güzel enerjisiyle birleşerek, global marka olarak tüm dünyada hak ettiği sesi getirir.
Sevgilerimle,
Yorum
Emre cim seni tebrik ediyorum. Hiç bir zaman marka çantaya hevesim olmadı. Ancak çanta benim için orta büyüklükte ve hafif olmalı. En az iki cebi olmalı. Birde aradığımı kolay bulabilmem için içi aydınlık olmalı. Gel bir ilke imza at çantanın içine hafif sarı pilli ışık koy. Başarılar dilerim.
Sevgili Şeyda,
Ne güzel bir fikir. Çantalar hakkında siz kadınların yorumları çok değerli. Bir sonraki yazımda da yine çanta hakkında önemli ipuçlarını kaleme aldım. Sevgilerimle,